Halk arasında elleri titreme hastalığı olarak da bilinen parkinson, beyindeki dopamin üreten hücrelerin işlevini yitirmesi sonucu ortaya çıkan, ilerleyici bir nörolojik hastalıktır. Dopamin, beyin hücrelerinin birbirleriyle iletişim kurmasına ve hareketlerin düzgün bir şekilde kontrol edilmesine yardımcı olan bir kimyasaldır. Bu kimyasalın eksikliği, hastaların hareketlerini kontrol etmekte zorlanmalarına neden olur. Titreme hastalıkları arasında en bilinenlerden biri olan Parkinson, özellikle yaşlı bireyleri etkileyen, yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyen bir hastalıktır. Ancak yine de, bazı genetik faktörler nedeniyle daha erken yaşlarda da ortaya çıkabilir.
Parkinson hastalığının en belirgin belirtileri arasında hareketlerde yavaşlama, dinlenme halindeyken görülen titreme ve bazı psikiyatrik rahatsızlıklar yer alır. Hastalık genellikle yavaş ilerler ve semptomlar zamanla kötüleşir. Parkinson tedavisinde ilk adım genellikle ilaç tedavisidir. Ancak, ilaçların yetersiz kaldığı ya da yan etkilerin şiddetli olduğu durumlarda, “beyin pili” gibi cerrahi yöntemler tercih edilebilir.
Parkinson Hastalığı Nedir?
Parkinson hastalığı, beyindeki dopamin üreten hücrelerin zamanla zarar görmesi ve işlevini kaybetmesiyle karakterize edilen bir hastalıktır. Bu hücreler, hareketlerin kontrolü, uyumu ve akıcılığından sorumludur. Parkinson hastalığı, bu hücrelerin azalması sonucu hareketlerde bozulmalara neden olur. Hastalığın en yaygın belirtileri arasında titreme, kaslarda sertlik ve hareketlerde yavaşlama bulunur. Parkinson hastalığı, genellikle 60 yaş sonrası ortaya çıksa da, bazı kişilerde genetik yatkınlık nedeniyle 40’lı yaşlarda da görülebilir.
Parkinson Hastalığının Nedenleri Nelerdir?
Parkinson hastalığının kesin nedeni tam olarak bilinmemektedir. Ancak, hastalığın gelişiminde genetik ve çevresel faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Beyindeki dopamin üreten hücrelerin kaybına, zirai ilaçlar gibi bazı kimyasalların neden olabileceği belirtilmektedir. Ayrıca, genetik yatkınlık da Parkinson hastalığının ortaya çıkmasında etkili olabilir. Dopamin seviyelerindeki düşüş, beyin hücrelerinin birbirleriyle olan iletişimini zorlaştırır, bu da hastalığın temel semptomlarına yol açar.
Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?
Parkinson hastalığı, beyin sapında dopamin üreten hücrelerin kaybı nedeniyle gelişen bir hastalıktır. Bu hücrelerin azalması, hareketlerle ilgili problemlere neden olur. Ancak, Parkinson sadece motor belirtilerle sınırlı değildir. Yorgunluk, bilişsel fonksiyonlarda azalma, depresyon, anksiyete, davranış bozuklukları, görme bozuklukları, kilo kaybı, uyku düzensizlikleri ve ağrı gibi çok çeşitli semptomlar da görülebilir.
Parkinson hastalığının en yaygın belirtileri arasında şunlar yer alır:
- Titreme: Özellikle dinlenme halindeyken ellerde görülen titreme, hastalığın en yaygın belirtisidir.
- Kas sertliği: Kaslarda sertlik ve katılık, hareketlerin zorlaşmasına ve ağrıya neden olabilir.
- Hareketlerde yavaşlama (Bradikinezi): Hareketlerin yavaşlaması ve küçük adımlarla yürüme, hastalığın belirgin semptomlarındandır.
- Duruş ve denge bozuklukları: Ayakta duruş sırasında denge sorunları yaşanabilir.
- Konuşma değişiklikleri: Konuşma hızında değişim, ses tonunun alçalması ve konuşmada monotonluk görülebilir.
- El yazısında değişim: El yazısının küçülmesi ve bozulması, Parkinsonun tipik belirtilerinden biridir.
- Diğer belirtiler: Kabızlık, depresyon, idrar yapmada zorluk, duruş bozuklukları, tansiyon düşüklüğü ve ileri evrelerde yutma zorlukları gibi belirtiler de Parkinson hastalarında görülebilir.
Parkinson Hastalığının Tanısı Nasıl Konulur?
Parkinson hastalığının tanısı, hastanın şikayetlerinin dinlenmesi ve nörolojik muayene ile konur. Ancak bazı hastalarda, MR, kan testleri ve beyin-omurilik sıvısı analizi gibi ek tetkikler de gerekebilir. Bu testler, hastalığın diğer nedenlerden ayırt edilmesi için yapılır.
Parkinson Hastalığının Tedavisi Nasıldır?
Parkinson hastalığı tedavisinde öncelikli olarak ilaçlar kullanılır. İlaç tedavisi, beyindeki dopamin seviyelerinin artırılmasını sağlar ve semptomların hafifletilmesine yardımcı olur. Ancak ilaçlar hastalığı tamamen iyileştiremez ve sadece semptomları kontrol altına alır. İlaç tedavisinin yetersiz kaldığı durumlarda cerrahi tedavi yöntemlerine başvurulabilir. Parkinson tedavi yöntemleri arasında olan beyin pili ve beyne lezyon cerrahisi, bu cerrahi tedavi yöntemleri arasında yer alır. Beyin pili yöntemi, Parkinson semptomlarını büyük ölçüde azaltarak, hastaların günlük yaşam kalitesini artırır.
Beyin Pili Nedir? Beyin Pili Nasıl Uygulanır?
Beyin pili uygulaması, Parkinson tedavisinde kullanılan cerrahi bir yöntemdir. İlk olarak hastanın beyin MR’ı çekilir ve beyin pilinin yerleştirileceği hedef bölge belirlenir. Ameliyat, hastanın kafasına lokal anestezi altında bir çerçeve yerleştirilmesi ile başlar. Ardından beyin tomografisi çekilir ve MR görüntüsü ile birleştirilir. Bu aşamada, hastanın bulgularına göre hedefin koordinatları düzenlenir.
Ameliyat iki aşamada gerçekleştirilir. İlk aşamada, hastanın beyin hücrelerinin sesleri mikroelektrod kayıt ile takip edilerek hedefin doğruluğu teyit edilir. Bu aşama sırasında hasta uyanıktır ve doktorlar, hastanın tepkilerine göre ilerler. Doğru hedef belirlendiğinde, kalıcı iki elektrot yerleştirilir. İkinci aşamada ise hasta tamamen uyutulur ve cilt altından köprücük kemiği altına yerleştirilen pil ile elektrotlar birleştirilir.
Beyin Pili Ameliyatının Riskleri Nelerdir?
Beyin pili ameliyatı, genellikle düşük riskli bir cerrahi prosedürdür. Ancak her cerrahi işlemde olduğu gibi, bu ameliyatta da bazı riskler bulunur. Bu riskler arasında beyin kanaması, enfeksiyon, damar tıkanıklığı, kol ve bacaklarda güçsüzlük, görme bozuklukları ve depresyon yer alabilir. Ancak bu riskler %1-2 oranında görülmektedir.
Beyin Pilinin Parkinson Hastalığına Faydaları Nelerdir?
Beyin pili, Parkinson hastalığının tedavisinde önemli faydalar sağlar. İlaç alımına bağlı yan etkilerin azaltılmasına yardımcı olur ve ilaç alımları arasında vücutta yaşanan şiddetli dalgalanmaları azaltır. Cerrahi tedavi ile hastaların bağımsızlığı artar ve günlük yaşam aktivitelerine katılım oranı yükselir.
Beyin Pili Başka Hangi Hastalıklarda Kullanılır?
Beyin pili, sadece Parkinson değil, aynı zamanda ailevi titreme bozukluğu (esansiyel tremor), vücudun belli bölgelerinde kasılma hastalığı (distoni), Tik rahatsızlığı (Tourette sendromu), obsesif kompulsif bozukluk, depresyon, kronik ağrı ve epilepsi tedavisinde de kullanılmaktadır. Ayrıca, obezite, alzheimer, ilaç bağımlılığı ve baş ağrısı gibi hastalıkların tedavisinde beyin pili ile ilgili çalışmalar dünya çapında devam etmektedir.
Beyin Pili Ameliyatı Sonrası Takip Nasıl Yapılır?
Beyin pili ameliyatının ardından, nöroloji uzmanları tarafından yapılan takipler, hastaların beyinlerine yerleştirilen elektrotların ayarlanmasını içerir. Elektrotların ayarlanması, hastanın semptomlarına göre uzaktan kumanda benzeri bir cihaz ile yapılır.
Parkinson Hastalığında Egzersizin Önemi
Parkinson hastalığının tedavisinde ilaç ve cerrahi yöntemlerin yanı sıra, egzersiz ve fizik tedavi de büyük önem taşır. Egzersiz, hastaların yürüyüş, denge ve duruşlarını iyileştirmeye yardımcı olur. Ayrıca, hastalığın depresyon, durgunluk, yorgunluk ve kabızlık gibi diğer psikolojik ve fizyolojik etkilerini de olumlu yönde etkiler.
Parkinson, günümüzde tamamen tedavi edilemeyen bir hastalık olsa da, erken teşhis, uygun tedavi ve düzenli egzersiz ile hastaların yaşam kalitesini önemli ölçüde artırmak mümkündür.
Kaynak: Parkinson’s Foundation