Skolyoz, omurganın yana doğru eğrildiği bir durumdur. Herkesin omurgasında normal eğriler bulunur ve arkadan bakıldığında omurga düz görünür. Ancak, skolyoz olan çocuklar ve gençlerde anormal bir S veya C şeklinde omurga eğrisi vardır. Bu eğri, omurganın farklı yerlerinde ve her iki tarafta da oluşabilir. Çoğu insan için skolyozun nedeni bilinmemektedir.
Çocuklar ve gençler için skolyozun nedeni genellikle idiyopatik olarak adlandırılır. Bu, araştırmacılar ve doktorların nedenini bilmediği anlamına gelir. Ancak, bu hastalığın gelişiminde bir dizi faktörün rol oynadığı düşünülmektedir.
Doktorlar, skolyoz tanısı koymak için çocuğunuzu veya gencinizi muayene eder ve röntgen çekerler. Bu, doktorların eğriliğin yerini ve şiddetini belirleyerek bir tedavi planı geliştirmesine yardımcı olur. Daha hafif eğriliklere sahip olan çocuklar ve gençler, yalnızca düzenli kontroller için doktora gitmeleri gerekebilir. Diğerleri ise brace (koruyucu alet) veya cerrahi müdahale gerektirebilir.
Tedavi, gözlem ve doktorla düzenli takip ile çoğu çocuk ve genç, normal ve aktif bir yaşam sürdürebilir. Skolyoz hakkında daha detaylı bilgi almak için okumaya devam edin.
Skolyoz Nedir?
Skolyoz, omurganın yana doğru eğrildiği bir durumdur ve genellikle ergenlik döneminde teşhis edilir. Skolyoz, serebral palsi ve kas distrofisi gibi bazı hastalıklara sahip kişilerde de görülebilse de, çocukluk çağındaki skolyozun nedenleri genellikle bilinmemektedir.
Skolyoz vakalarının çoğu hafif olup, bazı eğrilikler çocuklar büyüdükçe kötüleşebilir. Şiddetli skolyoz engelleyici olabilir. Özellikle ciddi bir omurga eğrisi, göğüs içindeki alanı daraltarak akciğerlerin düzgün çalışmasını zorlaştırabilir.
Hafif skolyozu olan çocuklar, eğriliğin kötüleşip kötüleşmediğini görmek için genellikle röntgenlerle yakından izlenir. Çoğu durumda, tedaviye gerek yoktur. Bazı çocukların eğriliğin ilerlemesini durdurmak için korse giymesi gerekebilir. Diğerleri ise daha ciddi eğriliklerin düzeltilmesi için cerrahi müdahale gerektirebilir.
Skolyoz Türleri
İdiopatik Skolyoz
İdiopatik skolyoz, en yaygın görülen skolyoz türüdür ve sebebi tam olarak bilinmemektedir. Omurganın yana doğru eğilmesi ‘S’ veya ‘C’ şeklinde olabilir. Yana eğilmenin yanı sıra, omurların kendi etrafında dönmesi de tüm idiopatik skolyozlarda, en hafif formlar dahil, görülmektedir. Bu dönme, sırt veya belde asimetrik çıkıntılara yol açar.
Nöromusküler Skolyoz
İkinci en yaygın skolyoz türü nöromusküler skolyozdur. Nöromusküler skolyozun başlıca nedenleri arasında kas veya sinir hastalıkları yer alabilir. Sinir hastalıkları, beyin ve omurilikten kaynaklanırken, kas hastalıkları çocukluk döneminde veya daha sonra ortaya çıkabilir.
Nöromusküler skolyozda, idiopatik omurga eğriliğine göre solunum problemleri ve duyu kusurları daha yaygın görülmektedir. Solunum sorunları, iletişim bozuklukları, duyu kusurları ve epileptik nöbetler gibi durumlar nedeniyle tedavi sürecinde skolyoz korsesi kullanılmayabilir.
Bu tür omurga eğriliğinde cerrahi müdahale genellikle daha erken yaşlarda tercih edilir ve füzyon tedavisi uygulanabilir.
Konjenital Skolyoz
Üçüncü sıklıkla görülen omurga eğriliği türü konjenital skolyozdur. Bu, anne karnındaki çocuğun gelişimi sırasında ortaya çıkan omurga anomalelerine bağlı bir durumdur. Konjenital omurga eğriliği, genellikle ilk yıllarda hızlı bir ilerleme gösterir, bu nedenle erken dönemde teşhis edilen konjenital omurga eğriliği tedavisi küçük yaşlarda cerrahi müdahale gerektirebilir.
Bunların yanı sıra, nörofibromatozis, çeşitli romatizmal hastalıklar, osteogenezis imperfecta, Marfan sendromu, Ehlers-Danlos sendromu gibi bağ dokusu hastalıkları, omurga kırıkları, omurga enfeksiyonları, Morquio sendromu, Gaucher hastalığı gibi metabolik hastalıklar ve bazı genetik sendromlar da omurga eğriliğine yol açabilir.
Doğuştan Skolyoz
Konjenital Spinal Deformite Nedir?
Konjenital terimi, doğuştan mevcut olan ve problemin anne karnında ortaya çıktığını ifade eder. Deformite ise yapısal bir şekil bozukluğunu tanımlar. Yani konjenital spinal deformite, anne rahminde oluşan ve yaş ilerledikçe devam eden omurga şekil bozukluklarını ifade eder.
Anne karnındaki bebeğin omurga gelişimi, ilk üç ayda organlarının gelişimi ile birlikte tamamlanır. Bu süre zarfında omurga yapısının anormal bir şekilde oluşması veya birleşik kalması sonucu omurların asimetrik büyümesi gerçekleşir ve bu da eğriliklere yol açar. Görülen şekil bozukluğunun türü, anormal omurun omurga kolonunun neresinde ve hangi yönde yerleştiğine bağlıdır.
Normal bir omurga, arkadan bakıldığında düz, yandan bakıldığında ise kıvrımlıdır. Bu kıvrımlar, sırt bölgesinde hafif bir kamburluk (kifoz) ve bel bölgesinde bir çukurluk (lordoz) şeklindedir. Konjenital vakalarda asimetrik büyüme yana doğruysa omurga eğriliği, öne doğruysa artmış kifoz gelişir.
Konjenital Skolyoz Genetik Midir?
Doğuştan (konjenital) omurga eğriliğinin genellikle kalıtsal olmadığı düşünülmektedir. Ancak, konjenital skolyoz bazı kalıtsal hastalıklarla birlikte görülebilir.
Bu nedenle, yalnızca konjenital skolyoz bulgusu olan ve başka bir genetik bozukluğu bulunmayan bir çocuğun, ailesinde benzer bulgulara sahip bir kardeş olma olasılığı artmamaktadır.
Konjenital omurga eğriliğinin kesin nedenleri tam olarak aydınlatılamamıştır. Embriyo ve fetüsün gelişim sürecinde meydana gelen çeşitli olaylar, bazı durumların konjenital omurga deformiteleri ile daha sık bir arada görülmesine yol açabilmektedir.
Skolyoz Nedenleri
Çoğu durumda, skolyozun nedeni idiyopatik (bilinmeyen) olarak kabul edilmektedir. Araştırmacılar, idiyopatik omurga eğriliğinin olası nedenlerini incelemeye devam etmekte ve birkaç faktörün bu bozukluğa yol açabileceğini düşünmektedir. Bu faktörler şunları içerir:
- Genler.
- Hormonlar.
- Hücre yapısındaki değişiklikler.
Bazı çocuklarda omurga eğriliği, başka bir hastalık veya bozukluk ya da travmanın omurganın eğriliğine neden olmasıyla ortaya çıkar. Bu durumlar şunları kapsar:
- Konjenital faktörler: Bebeğin anne karnında iken omurganın gelişimi sırasında meydana gelir ve omurgada eğriliğe yol açar.
- Genetik hastalıklar: Bir veya daha fazla genin değişmesi sonucu meydana gelir.
- Omurga yaralanmaları: Genellikle omurga veya sırt bölgesine gelen travmalardan kaynaklanır.
- Nöromüsküler hastalıklar: Kaslara mesaj gönderen sinirleri etkiler ve kas zayıflığı ile kaybına yol açar.
- Tümörler: Omurgada fiziksel değişikliklere neden olabilir.
Skolyoz Belirtileri
Skolyozun belirtileri şunları içerebilir:
- Düzensiz omuzlar.
- Bir omuz bıçağının diğerine göre daha belirgin görünmesi.
- Düzensiz bel.
- Bir kalçanın diğerinden daha yüksek olması.
- Kaburgaların bir tarafının öne doğru çıkıntı yapması.
- Öne doğru eğildiğinde sırtın bir tarafında belirginlik.
Çoğu omurga eğriliği vakasında, omurga yan yana eğilmenin yanı sıra döner veya burulur. Bu, vücudun bir tarafındaki kaburgaların veya kasların diğer tarafa göre daha fazla çıkıntı yapmasına neden olur.
Doğuştan Skolyozun Belirtileri
Doğuştan omurga eğriliğinin başlıca belirtileri arasında yana doğru eğrilik, anormal kamburluk ya da içe doğru eğrilik yer alır. Ayrıca, sırtta cilt anormallikleri görülebilir; bu anormallikler arasında aşırı kıllanma, gamze oluşumu ve renk değişiklikleri sayılabilir.
Diğer belirtiler ise anormal uzunlukta kollar veya bacaklar, birbirine eşit olmayan omuzlar, bel veya kalçalar ile bacaklara göre orantısız gövde kısalığıdır. Denge bozuklukları ve kişi öne eğildiğinde belirginleşen sırt çıkıntıları da gözlemlenebilir.
Küçük Yaşta Ortaya Çıkan Skolyozun Belirtileri
Küçük yaşta ortaya çıkan omurga eğriliği, genellikle doğuştan olan belirtilerle benzerlik gösterir. Yana doğru eğrilik, anormal kamburluk veya içe doğru eğrilik, bu durumda da dikkat çeken özelliklerdir. Sırtta görülen cilt anormallikleri, anormal kollar veya bacaklar, birbirine eşit olmayan omuzlar, bel ya da kalçalar gibi belirtiler de sıklıkla karşımıza çıkar.
Bacaklara göre gövdenin orantısız kısalığı, denge bozuklukları ve öne eğildiğinde fark edilen sırt çıkıntıları da diğer önemli belirtilerdir.
Erişkin Skolyozunun Belirtileri
Erişkin skolyozu olan bireyler, genellikle gövdesindeki deformiteyi ve denge bozukluklarını fark ederler. Eğriliğin farkına varmalarına neden olabilecek diğer bulgular arasında boyda kısalma, giysilerin iyi oturmaması veya uyumsuzluğu yer alır.
Ancak, bel ağrısı ve yeti kaybı, çoğunlukla hastaları doktora götüren en önemli şikayetlerdir. Uzun süre oturduktan sonra kalkmada zorluk, yürümenin ilk adımlarında güçlük, sırt ve bel kaslarında spazm, zamanla yürüme mesafesinin azalması ve bacaklarda yorgunluk hissi gibi şikayetler de sıkça gözlemlenir.
Ciddi sinir basısı olan hastalarda bacaklarda kuvvet kaybı ve uyuşukluk hissi de görülebilir. Sırt bölgesi skolyozu olan bireylerde nefes alma zorluğu ve çabuk yorulma da belirtiler arasında yer alır.
Skolyoz tanısı konulmadan önce doktor, hastanın öyküsünü alır ve fizik muayene yapar. Omurga eğriliği tanısının ne zaman konulduğu, hastaların tedavi süreçlerinde oldukça önemli bir faktördür. Genellikle çocukluk döneminde başlayan omurga eğriliği, fizik muayene sonrası belirgin hale gelir. Ancak doktor, gerekli gördüğü durumlarda hastadan tomografi veya MR gibi ek tetkikler isteyebilir.
Skolyozun Sıklığı
Skolyoz, toplumda yaklaşık %2 ile %4 oranında görülmektedir. Bu vakaların büyük bir kısmı düşük dereceli eğriliklerdir. Kız çocuklarında, erkek çocuklarına göre yaklaşık 8-10 kat daha fazla rastlanabilmektedir. Eğriliği bulunan bireylerin yalnızca %10’unun skolyozu, tedavi gerektirecek bir seviyeye ulaşır. Düzenli egzersiz yapmak, sırt kaslarını güçlendirmek, kondisyonu artırmak ve genel olarak daha fit olmak, omurga eğriliğinin takibi ve tedavisinin her aşamasında önemli bir rol oynamaktadır.
Tanı Yöntemleri
Sağlık ekibi öncelikle ayrıntılı bir tıbbi geçmiş alacak ve son dönemdeki büyüme hakkında sorular sorabilir. Fizik muayene sırasında doktorunuz çocuğunuzu ayakta dururken belden öne doğru eğilmesini isteyebilir; bu sırada kolları serbestçe sarkıtılacaktır. Bu, kaburgaların bir tarafının diğerine göre daha belirgin olup olmadığını görmek için yapılır.
Doktorunuz ayrıca aşağıdakileri kontrol etmek amacıyla nörolojik bir muayene gerçekleştirebilir:
- Kas zayıflığı
- Uyuşma
- Refleksler
Görüntüleme Testleri
Röntgen, omurga eğriliği tanısını doğrulamak ve omurgadaki eğriliğin ciddiyetini ortaya koymak için kullanılabilir. Ancak, yıllar içinde eğriliğin kötüleşip kötüleşmediğini görmek amacıyla birden fazla röntgen çekilmesi gerektiğinden, tekrarlayan radyasyon maruziyeti bir endişe kaynağı haline gelebilir.
Bu riski azaltmak için, sağlık uzmanınız omurganın 3D modelini oluşturmak için daha düşük radyasyon dozları kullanan bir görüntüleme sistemi önerebilir. Ancak, bu sistem tüm tıbbi merkezlerde mevcut değildir. Ultrason da bir diğer seçenektir, ancak omurga eğriliği ciddiyetini belirlemede daha az kesin olabilir.
Eğer sağlık uzmanınız, omurga eğriliği hastalığının altında yatan bir durumun (örneğin, omurilikteki anormallik) olduğundan şüpheleniyorsa, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) önerilebilir.
Skolyoz Tedavisi
Skolyozun bu aşamasında “kontrollü gözlem” dönemi başlar ve deformitenin seyri takip edilir. Bu takip, belirli aralıklarla yapılan muayeneler ve röntgenlerle gerçekleştirilir. Eğer eğriliğin artışı devam ederse veya başka fonksiyonel sorunlar ortaya çıkarsa, uygun cerrahi müdahale yapılması gerekmektedir.
Konjenital Skolyoz ve Korse Tedavisi
Konjenital ile idiopatik skolyoz arasındaki en önemli fark, korselerin konjenital deformitelerde etkili olmamasıdır. Bazen konjenital anormalliklere bağlı eğriliklerin üstünde veya altında vücut, denge sağlamak amacıyla ikinci bir eğrilik oluşturabilir. Bu ikinci eğrilikler zamanla artış gösterebilir ve bazen konjenital eğrilikten daha ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle, korse, ikincil eğriliğin kontrol edilmesi veya ilerlemesinin geciktirilmesi amacıyla kullanılabilir.
Konjenital omurga eğriliğinde anormal omurun asimetrik büyümesini yavaşlatmak veya ortadan kaldırmak hedeflenir. Bunun için omurga füzyonu işlemi (omurganın dondurulması) uygulanabilir.
Deformitenin kontrol altına alınabilmesi için cerrahi müdahalenin çocuğun küçük yaşlarda yapılması gerekebilir. Ebeveynler, erken füzyonun (füzyon yapılan bölgenin büyümesinin durdurulması) gövde büyümesini engelleyebileceğinden endişe duysalar da, bu korku, ileride ortaya çıkabilecek ciddi sorunları göz ardı edebilir. Erken cerrahi yapılması gereken durumlarda, genellikle hasta 1 yaşına kadar beklenir; bu yaştan sonra cerrahi müdahalenin geciktirilmemesi önerilir. İlk cerrahi müdahale yeterli olmazsa ek işlemlere ihtiyaç duyulabilir.
Büyüyen çocuklarda omurga eğriliğini kontrol etmek için hem ön hem arka füzyon gerekebilir. Bu teknikler hem omurga eğriliği hem de kifoz tedavisinde kullanılabilir. Spinal füzyon sağlamak için otogreft (kişinin kendi kemiği) veya allogreft (başka bir kişinin kemiği) gibi kaynaklar kullanılabilir.
Bağlı diğer organ problemleri tespit edildiğinde, bu durumların da tedavisinin ayrıca planlanması gerekir. Özellikle omurilikteki anormalliklerin tedavisi, omurga eğrilikleri ile birlikte ele alınmalıdır. Bazı omurilik anormallikleri tedavi gerektirmezken, bazıları cerrahi müdahale ile eğrilik tedavisinden önce veya eş zamanlı olarak tedavi edilmelidir.
Konjenital Skolyoz Tedavi Seçenekleri
Kontrollü İzlem
Belirli aralıklarla yapılan fizik muayeneler ve röntgen kontrolleri ile eğriliğin artışı izlenir. Eğer eğrilikte bir artış gözlemlenmezse, özel bir tedaviye gerek kalmadan iskelet sistemi olgunluğa erişene kadar takip devam eder (cerrahi tedavi sonrasında da yapılmalıdır).
Cerrahi Tedavi
Günümüzde büyüyen çocuklarda konjenital spinal deformitenin tedavisi genellikle omurga füzyonu yapmadan veya sınırlı bir alanda füzyon yaparak eğriliğin kontrol altına alınması şeklinde uygulanmaktadır.
Kısıtlı Füzyon Operasyonları
Hemivertebrektomi
Bazı durumlarda anormal omurun çıkarılması (hemivertebrektomi) ile eğrilik düzeltilebilir. Ameliyat sonrası genellikle 3 ila 6 ay boyunca gövde alçısı uygulanır.
Büyüyen Çubuklar ile Eğrilik Kontrolü
Küçük çocuklarda, uygun olduğunda, füzyon yapılmadan eğriliğin üst ve altına yerleştirilen vidalarla birleştirilen çubuklarla düzeltme sağlanabilir. Bu yöntemle, 6 ayda bir yapılan periyodik uzatmalarla eğriliğin kontrolü erişkin yaşa kadar sağlanmaya çalışılır ve erişkin yaşta füzyon işlemi uygulanır.
Küçük yaşta böyle bir tedavi tercih edilmesinin nedeni, büyümenin korunarak gövdenin kısa kalmasının önlenmesi ve akciğer ile göğüs kafesinin normal boyutlarda büyümesini sağlamak içindir. Son dönemde kullanılan manyetik çubuklar sayesinde ise tekrarlayan ameliyatlara gerek kalmadan poliklinik şartlarında çubuklar uzatılabilir.
Göğüs Kafesini Genişletme Operasyonu (VEPTR)
Konjenital skolyozlu bazı hastalarda kaburga anormallikleri ve yetersiz göğüs gelişimi gözlemlenebilir. Bu durumda göğüs kafesine yerleştirilen çubuklarla hem göğüs kafesi anormalliği düzeltilebilir hem de füzyon yapmadan eğriliğin kontrolü sağlanabilir. Bu hastalarda da 6 ayda bir periyodik uzatmalar gerekebilir.
Enstrümantasyon ve Füzyon, Osteotomiler
Tedavisi en zor olan konjenital omurga eğriliği genellikle 70-80 derece üzerindeki ihmal edilmiş eğriliklerdir. Bu vakalarda, deforme olmuş omurganın çıkarılması ya da çıkarılmadan düzeltilmesi ve omurların titanyum çubuk ve vidalarla sabitlenmesi sağlanır.
Küçük yaşta başlayan omurga eğriliği, 10 yaş altındaki çocuklarda genellikle ilerlemeye devam eder ve fiziksel gelişim hızı bu ilerlemeyi belirleyen en önemli faktördür. Omurga eğriliğinin cerrahi tedavisi, omurga büyümesinin durdurulması yani “füzyon” işlemidir. Büyüyen çocuklarda omurganın sabitlenmesi, hareketin ortadan kaldırılması ve büyümenin durdurulması olarak tanımlanan “füzyon” işleminin yapılması önerilmez.
Bu cerrahi müdahale 5 yaş altındaki çocuklara yapıldığında omurilik kanalının daralmasına, 8 yaş altındakilere yapıldığında akciğer gelişiminin bozulmasına ve 10 yaş altındakilere yapıldığında göğüs kafesi gelişiminde sorunlara neden olabilir. Göğüs kafesinin yeterince büyüyememesi durumunda, akciğer ve solunumla ilgili problemler ortaya çıkabilir. Özellikle 10 yaş altında uygulanacak füzyon işlemi, gövdenin kısa kalmasına yol açabilir.
Ergenlik döneminde; omurilik kanalı, akciğer, göğüs kafesi ve boy uzaması gibi gelişmeler büyük ölçüde tamamlandığından, bu dönemde yapılacak füzyon işlemi çocuklarda yaşanabilecek sorunlara neden olmaz.
Küçük Yaş Skolyozu Tedavi Edilmezse Gelecekte Hangi Sağlık Sorunlarına Neden Olabilir?
- Akciğer ve solunum problemleri
- Kalp problemleri
- Yeti kayıpları
- Nadiren ileri derecede deformitelerde omurilik basısı ve felç
- Ciddi kozmetik ve psikolojik sorunlar
Küçük Yaşta Ortaya Çıkan Skolyozun Tedavi Süreci
Küçük yaşta görülen omurga eğriliği tedavi seçenekleri, çocuğun yaşına, eğriliğin türüne ve yerine bağlı olarak değişiklik gösterir. Genel olarak üç ana başlık altında incelenebilir:
- Gözlem
- Korse Tedavisi
- Skolyoz Ameliyatı
Skolyoz ve Gözlem Tedavisi
Omurga eğriliği 20 derecenin altında olduğunda, hastalar doktor gözetiminde düzenli olarak izlenir.
Skolyoz ve Korse Tedavisi
Eğrilik 20 dereceyi geçtiğinde, hem büyük hem de küçük çocuklarda korse tedavisi uygulanabilir. Ancak 0-5 yaş arası çocuklarda korse kullanmak zor olduğundan, genellikle anestezi altında düzeltme ve gövde alçıları tercih edilir.
Küçük yaştaki çocuklarda, omurga eğriliği 40 derece ve üzerinde olduğunda korse tedavisi etkili olmayabilir. Bu durumda, 60 dereceye kadar olan eğriliklerde korse ile ilerlemenin yavaşlatılması hedeflenirken, 60 dereceyi aşan durumlarda cerrahi müdahale düşünülür.
Skolyoz Ameliyatında “Uzatılabilen Çubuklar Sistemi”
Korse tedavisi omurga eğriliğini durdurmazsa, omurgaya vida ve çubuk sistemleri yerleştirilerek eğriliğin düzeltilmesi hedeflenir. Bu yöntem, “uzatılabilen çubuklar sistemi” olarak adlandırılır.
Çocukların omurga büyümeye devam ederken olumsuz etkilerinin önlenmesi amacıyla, düzenli olarak (6 ayda bir) omurga eğriliği ameliyatları yapılır ve omurgadaki çubuklar uzatılarak eğriliğin kontrol altına alınması sağlanır. Bazı sistemler, manyetik uzaktan kumanda ile poliklinik ortamında çubukların uzatılmasını mümkün kılar.
Bu tedavi yöntemi ergenlik dönemine kadar devam etmeli ve kişinin büyümesi durduğunda füzyon işlemi uygulanabilir.
Küçük Yaşta Ortaya Çıkan Skolyozun Cerrahi Tedavisinde Füzyon Uygulanabilecek Durumlar
Büyüyen çocuklarda uzatılabilen çubuklar sistemi her zaman etkili olmayabilir. Başarısızlık durumunda, eğriliğin ilerlemesine izin vermek, ciddi sorunlara yol açabilir. Bu nedenle, “kısa ve düzgün bir omurga” ile “uzun ve eğri bir omurga” arasında seçim yapılması gerektiğinde, erken dönemde füzyon işlemi zorunlu olabilir.
Doğumsal omurga eğriliği ve hemivertebra varlığında, çok kısa bir omurga bölgesine füzyon yapılmasıyla tamamen düzeltilebilecek durumlarda, uzun ve zahmetli büyüyen çubuklar yerine kısa füzyon tercih edilebilir. Bu tür durumlarda, füzyon kısıtlı bir alana yapılacağı için omurga ve göğüs kafesinin büyümesini fazla etkilemeyebilir.
Bazı özel durumlarda ise, “hibrid” yöntem ile kısa segment füzyon ve büyüyen çubuklar bir arada uygulanabilir.
Kısacası, küçük yaşta ortaya çıkan omurga eğriliğinde erken teşhis büyük önem taşır ve genellikle erken cerrahi müdahale gerektirebilir.
Erişkin Skolyozu
Omurga eğriliğinin bir iç bükey tarafı, bir de dış bükey tarafı bulunur. İç bükey tarafta sıkışan kuvvetler, omurlar arası hareketi sağlayan faset eklemleri üzerinde aşırı yüklenmelere yol açabilir. Bu baskı, sinirlerin kanal içinde sıkışmasına sebep olabilir.
Erişkin İdiopatik Skolyoz
Çocukluk döneminde ağrısız başlayan, ancak belirtilerinin (ağrı, duruş bozukluğu vb.) ilerleyen yaşlarda ortaya çıkabildiği bir durumdur. Bu tür omurga eğriliğinin nedeni bilinmediği için “idiopatik” olarak adlandırılır. Erişkin idiopatik skolyozda, faset eklemlerde dejenerasyona bağlı şiddetli ağrılar görülebilir. Göğüs kafesinde oluşabilecek aşırı deformasyon, solunum fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir ve hastalarda yorgunluk ile solunum güçlüğü ortaya çıkabilir.
Erişkin Dejeneratif Skolyoz
Yaşlanma ile birlikte omurga yapısındaki yıpranma sonucu oluşan bir türdür ve genellikle 50 yaş üstü kişilerde gözlemlenir. Osteoporoz, bu durumun nedenlerinden biri olup eğriliğin artmasına da yol açabilir.
Dejeneratif Skolyoz En Sık Hangi Bölgelerde Görülür?
Yıpranma ile oluşan dejeneratif skolyoz, omurganın boyun, sırt ve bel bölgelerinde görülebilir; en sık olarak bel bölgesinde ortaya çıkar. İleri derecede dejeneratif skolyozu olan kişilerde omurganın dengesi bozulabilir. Bu durum, gövdenin yana veya öne doğru yatmasına yol açarak eğriliğin artmasına neden olabilir.
Erişkin dejeneratif omurga eğriliğinde sırt ve bel ağrıları sık görülür. Sinir sıkışmasına bağlı olarak radikülopati ve kas güçsüzlüğü de gözlemlenebilir. Omurganın aşırı deformasyonu sonucunda kaymalar meydana gelebilir; bu kaymalar ağrı ve sinir sıkışması gibi problemlere yol açabilir.
Erişkin Skolyozunda Nasıl Bir Tedavi Uygulanmaktadır?
Erişkin omurga eğriliği tedavisinde kullanılacak yöntem, ağrı ve eğrilik derecesine, eğriliğin ilerleyici olup olmamasına bağlı olarak belirlenir. İlk tedavi seçenekleri genellikle cerrahi olmayan yöntemlerdir. Fizyoterapist eşliğinde yapılan egzersizler, stabilizasyon ve kuvvetlendirme çalışmaları kas spazmlarını azaltarak ağrıyı hafifletebilir. Ancak bu egzersizlerin, ilerleyen omurga eğriliği seyrini durdurma üzerindeki etkisi kesin olarak kanıtlanmamıştır.
Erişkin Skolyozunda Korse Tedavisi
Erişkin skolyoz hastalarında korse tedavisi, egzersizle birlikte uygulanabilir. Ancak bu tedavi yöntemi, fizik tedavi ve egzersizin yanında yardımcı bir seçenek olarak düşünülmeli ve genellikle kısa vadeli olarak kullanılmalıdır. Uzun süreli korse tedavisinin, bu sağlık sorunu olan hastalarda genellikle zarardan çok fayda sağlamadığı bilinmektedir.
Ağrıları olan hastalara ek olarak, fizik tedavi ve egzersiz ile birlikte ağrı kesiciler de reçete edilebilir. Faset eklemlerde ya da sinir basısı sonucu oluşan tahrişi (inflamasyonu) azaltmak için non-steroidal anti-inflamatuar ilaçlar da tedaviye eklenebilir. Yıpranmış faset eklemlerden veya sinir basısından kaynaklanan radiküler ağrılar için spinal enjeksiyonlar alternatif bir tedavi yöntemi olarak değerlendirilebilir.
Erişkin skolyozu olan hastalar için yukarıda belirtilen cerrahi olmayan tedavi yöntemleri ayrı ayrı veya birlikte uygulanabilir. Hangi tedavi türünün daha etkin olacağına dair kesin bir görüş birliği yoktur; doktorlar, skolyozun türüne ve hastanın fiziksel durumuna göre her hasta için en uygun olan yöntemi seçecektir.
Erişkin Skolyozunda Ameliyat Ne Zaman Gerekir?
Erişkin skolyozunda eğriliğin derecesinin yanı sıra, ağrı, fonksiyon kaybı ve denge sorunları daha ön plandadır. Ağrısız olsa bile, ilerleme gösteren skolyozlar için cerrahi müdahale gerekli olabilir. Tüm cerrahi olmayan tedavilere rağmen, tedaviye yanıt vermeyen ve bu süreçte (6 hafta ile 6 ay arası) ağrıları artan hastalar için ameliyat önemli bir alternatif olabilir. Ayrıca, eğriliğin yanı sıra ciddi dar kanal ya da sinir basısı ile idrar veya dışkılama kontrol kaybı gibi belirtiler varsa da ameliyat düşünülmelidir.
Erişkin skolyozu ameliyatı, çocuk ve genç yaştaki skolyoz ameliyatlarına göre daha karmaşık ve zorlu bir süreçtir. Cerrahinin süresi ve yapılacak ameliyat sayısı daha fazla olabilir. Ayrıca, kalp, akciğer, diyabet ve osteoporoz gibi mevcut sağlık sorunları, doktora bildirilmeli ve cerrahi kararlar buna göre verilmelidir.
Erişkin Skolyoz Ameliyatında Nasıl Bir Tedavi Uygulanır?
Ameliyatta temel amaç, eğriliğin dengeyi sağlamak için yeterince düzeltilmesi ve omurların kaynaştırılması (füzyon) ile sinir basılarının ortadan kaldırılmasıdır (dekompresyon). Bu işlemlerin kapsamı ve yöntemi, hastanın durumuna göre doktora bağlıdır; bazı hastalarda daha uzun, bazı hastalarda ise daha kısa bir füzyon ve dekompresyon gerekebilir.
Cerrahi seçenekler arasında:
- Omurilik Füzyonu: Bu prosedürde cerrahlar, omurgadaki iki veya daha fazla omuru (vertebra) bir araya getirerek bağımsız hareket etmelerini engeller. Vertebralar arasına kemik parçaları veya kemik benzeri bir materyal yerleştirilir. Genellikle metal çubuklar, kancalar, vidalar veya teller bu kısmı düz ve sabit tutarak eski ve yeni kemik materyalinin kaynaşmasını sağlar.
- Genişleyen Çubuk: Hastalık hızlı bir şekilde ilerliyorsa ve hasta gençse, cerrahlar omuriliğe bir veya iki genişleyen çubuk yerleştirebilir. Bu çubuklar, çocuğun büyümesiyle birlikte uzunluğunu ayarlamak için kullanılır. Çubuklar her 3 ila 6 ayda bir ya cerrahi müdahale ile ya da klinikte uzaktan kumanda kullanılarak uzatılır.
- Vertebral Vücut Tethering: Bu prosedür, küçük kesilerle gerçekleştirilebilir. Eğriliğin dış kenarına vidalar yerleştirilir ve güçlü, esnek bir kordon vidalar arasından geçirilir. Kordon sıkıldığında omurga düzleşir. Çocuk büyüdükçe omurganın daha da düzelmesi beklenir.
Erişkin skolyoz ameliyatı sonrası hasta, iyileşme ve rehabilitasyon süreci için genellikle 1 hafta ile 10 gün arasında hastanede tutulur. Ameliyat sonrası hastanın ilk gün yatak kenarında oturması sağlanır ve bacak egzersizleri yapılabilir. Aynı gün veya ertesi gün hasta hareket ettirilir; ayağa kaldırılması ve birkaç adım yürütülmesi teşvik edilir.
Taburcu olduktan sonra hastaya bir fizik tedavi ve egzersiz programı verilir ve bu program düzenli olarak uygulanmaya başlanır. Doktorun belirli aralıklarla gerçekleştirdiği kontroller ile tedavinin ilerleyişi değerlendirilir. Tüm bu süreç, hastanın normal yaşamına en kısa sürede dönmesini sağlamak amacıyla yürütülmektedir.