Hemen Randevu Alın!

Size özel fırsatlardan yararlanmak için hemen iletişime geçin

contact

Hemen Randevu Al!

Spina Bifida

Bugün sizlerle önemli bir konuyu paylaşmak istiyoruz: Spina Bifida. Bu doğumsal rahatsızlık, birçok ailenin hayatını derinden etkiliyor. Ancak bilgi ve doğru yaklaşımla, Spina Bifida ile yaşayan bireyler mutlu ve başarılı bir hayat sürebilirler. Gelin, bu yolculukta sizlere rehberlik edelim.

Spina Bifida Nedir?

Spina Bifida, Latince’de “ayrık omurga” anlamına gelir. Bu nedenle ayrık omurga hastalığı olarak da anılmaktadır. Bu durum, hamileliğin ilk aylarında bebeğin omuriliğinin tam olarak kapanmaması sonucu ortaya çıkar. Bu anomalinin üç ana türü vardır:

  • Spina Bifida Occulta
  • Meningosel
  • Spina Bifida Aperta diğer adıyla Myelomeningosel

⚠️ Uyarı: Spina Bifida’nın türleri ve şiddeti değişkenlik gösterebilir. Her vaka benzersizdir ve kişiye özel yaklaşım gerektirir.

Spina Bifida Türleri

1- Spina Bifida Occulta

Hastalığın en sık görülen ve en hafif formu, çoğu kişinin farkında bile olmadığı bir durumdur. Genellikle başka bir sebeple çekilen röntgende fark edilir. Omurgadaki kemiklerin küçük bir kısmı açıktır ve bu duruma kapalı ya da gizli spina bifida denir. Çoğunlukla rahatsızlığa neden olmaz ve ameliyat gerektirmez.

Bebeklerde sırtında doğum lekesi veya tüy öbeği görülebilir.

Nadir durumlarda, omurilik sıkışabilir ve gerilebilir; buna gergin omurilik sendromu denir. Omuriliğin gerilmesi, sinir sistemini etkileyerek bacak hareketlerinde zayıflığa ve idrar kaçırmaya yol açabilir.

2- Meningosel

Bu anomalinin en nadir görülen türü, bebeğin sırtındaki açıklıktan omurilik sıvısının kese şeklinde dışarı çıkmasıdır. Ancak bu durumda, dışarı çıkan kısımda sinirler bulunmadığı için genellikle ciddi sorunlara neden olmaz. Bazı bebeklerde bu durum hiç sorun yaratmazken, bazıları ise mesane ve bağırsaklarıyla ilgili şikayetler yaşayabilir. Çok nadir de olsa, hidrosefali (beyinde sıvı birikmesi) görülebilir.

3- Spina Bifida Aperta (Myelomeningosel)

Bu anomalinin ciddi ve yaygın bir türü vardır ki, omurga kemikleri arasından çıkan bir kese, omurilik ve sinirlerin bir kısmını etkiler ve bu sinirlerin zarar görmesine yol açar. Bu durum, motor ve omurilik problemleri, kısmi felçler, ayaklarda his kaybı, yürüme güçlüğü, hidrosefali, idrar ve dışkı kaçırma, ileri böbrek yetmezliği ve skolyoz gibi çeşitli sorunlara neden olabilir. Şikayetler ise hangi sinirlerin etkilendiğine bağlı olarak değişir.

Günümüzde ayrık omurga hastalığının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, folik asit eksikliğinin önemli bir rol oynadığı düşünülüyor. Avrupa ülkelerinde bu konuda artan bilinç sayesinde hastalığın görülme oranı oldukça düşük.

Her 100 yenidoğandan 5’i ayrık omurga hastalığı ile doğmakta ve eğer bir anne spina bifida’lı bir bebek dünyaya getirmişse, sonraki bebekte bu risk %15’e çıkabiliyor. Bu yüzden ikinci bir gebelik düşünülüyorsa, öncesinde folik asit kullanımına başlamak oldukça önemli.

Ayrıca, diyabeti olan ve iyi kontrol edilmeyen veya aşırı kilolu (obez) olan kadınlarda ayrık omurga hastalığı olan bir çocuk sahibi olma riski daha yüksek.

Hamileliğin ikinci trimester döneminde yapılan tarama testleri de tanı için oldukça önemli. Kan testi, ultrason ve amniyosentez gibi yöntemlerle ayrık omurga tanısı konabiliyor.

Eğer üçlü testte elde edilen alfaprotein (AFP) değeri beklenenden fazla çıkarsa, ayrık omurga hastalığı olasılığını dikkate almak gerekiyor.

Spina Bifida’nın Nedenleri

Spina bifida, omurga ve omurilikte doğuştan meydana gelen bir anomali olup, omurilik ve sinirlerin tam olarak kapanamaması sonucu ortaya çıkar. Ayrık omurga hastalığının kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, çeşitli genetik, çevresel ve beslenme faktörlerinin rol oynadığı düşünülmektedir. İşte spina bifida’nın başlıca nedenleri:

  1. Folik Asit Eksikliği: Gebelik sırasında yeterli miktarda folik asit alınmaması, ayrık omurga riskini artırabilir. Folik asit, fetüsün sinir tüpünün doğru şekilde gelişmesi için önemlidir.
  2. Genetik Faktörler: Ailede spinalı doğan öyküsü olan kişilerde risk artabilir. Genetik yatkınlık, bu durumun oluşumunda rol oynayabilir.
  3. Çevresel Faktörler: Gebelik sırasında annenin maruz kaldığı bazı çevresel faktörler (örneğin, radyasyon, belirli kimyasallar veya enfeksiyonlar) ayrık omurga riskini artırabilir.
  4. Anne Sağlığı: Diyabet veya obezite gibi anneye ait bazı sağlık sorunları da risk faktörleri arasında yer alabilir.
  5. İlaç Kullanımı: Gebelik sırasında bazı ilaçların kullanımı (örneğin, epilepsi tedavisinde kullanılan bazı ilaçlar) ayrık omurga riskini artırabilir.

💡 İpucu: Hamilelik öncesi ve hamileliğin ilk üç ayında folik asit takviyesi almak, Spina Bifida riskini önemli ölçüde azaltabilir.

Spina Bifida Belirtileri

Belirtiler, bu anomalinin türüne ve şiddetine göre değişiklik gösterir:

Spina Bifida TürüOlası Belirtiler
Occulta Spina BifidaGenellikle belirti vermez
MeningoselSırtta görünür kese, hafif nörolojik problemler
Spina Bifida ApertaFelç, idrar ve bağırsak kontrolü sorunları, hidrosefali, öğrenme güçlükleri

Spina Bifida Tanısı Nasıl Konulur? Mevcut Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Ayrık omurga hastalığı tamamen ortadan kaldırılamayan bir durum olsa da, son yıllarda yapılan çalışmalar, gebelik öncesinde alınan folik asit vitamininin bu hastalığı önemli ölçüde önleyebileceğini ortaya koymuştur. Bugün birçok gelişmiş ülkede, anne adayları gebelik planlamaya başlamadan önce folik asit almaya teşvik edilmektedir. Çünkü gebelik başladıktan sonra ayrık omurgayı önlemek için gerekli olan zaman dilimi geçmiş olabilmektedir.

Bebeğin spina bifida ile doğup doğmayacağını belirlemek için hamileliğin 16-18. haftaları arasında kan testi (AFP) ve ayrıntılı ultrason yapılması gereklidir. Bu testler, spina bifida tanısının %75-80 oranında doğrulukla konulmasına yardımcı olabilir. Ebeveynler bu dönemde, deneyimli bir doktorla görüşerek gebeliği sonlandırma kararı alabilir. Ancak, bu zorlu durumun farkında olmalarına rağmen, birçok aile gebeliği sürdürmeyi ve bebeklerine en iyi şekilde bakmayı seçmektedir. Bu durumda, doktorun görevi, ailenin kararına saygı göstermek, onları bilgilendirmek ve bebeğin doğum sonrası en uygun tıbbi müdahaleleri almasını sağlamaktır.

Peki, AFP Yüksek Çıkarsa Ne Yapılır? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kan testinin 16.-17. haftalarda yapılması gerekiyor, bu aşama oldukça önemli. Ardından detaylı bir ultrason tetkiki devreye giriyor. Hamilelik haftasının doğru hesaplanmış olması büyük önem taşıyor çünkü ultrasonda spina bifida’yı tespit edememe ihtimali oldukça düşük.

Bir sonraki adımda ise herhangi bir anomali olup olmadığını anlamak için kafatası ve vücudun geri kalanı sistematik olarak inceleniyor. Çoğu durumda, ayrık omurga hemen fark ediliyor.

Eğer ayrık omurga hastalığı olan bir bebeğin doğumu kararlaştırılmışsa, doğumdan sonraki ilk 36 saat içinde ameliyat edilmesi gerekiyor. Böyle bir durum söz konusu olduğunda, perinatolog veya kadın doğum uzmanı hemen ilgili çocuk cerrahisi ekibiyle temasa geçer ve bebek doğar doğmaz acilen ameliyata alınır.

Cerrahi Müdahale

Eğer ayrık omurgalı bebekler myelomeningosel ile doğmuşlarsa, ilk günlerde sırtlarındaki kese ameliyatla kapatılır. Hidrosefali gelişen bebeklere ise beyindeki fazla sıvıyı kan dolaşımına yönlendiren ve şant adı verilen bir drenaj sistemi yerleştirilir. Ancak, son yıllarda şant yerine “üçüncü ventrikülostomi” adı verilen yeni bir ameliyat yöntemi kullanılmaya başlanmıştır. Bu yöntemin, daha doğal olduğu ve şantların neden olduğu komplikasyonlara yol açmadığı bildirilmektedir.

Tedavide en önemli 3 aşama:

Erken tanının konması, ayrık omurgalı bebekler için hayati önem taşıyor. Tanı konmuş ve doğmasına karar verilmiş bebeklerde zararı en aza indirmek için çok disiplinli ve sistemli bir ekibin tedavi sürecini yürütmesi gerekiyor. Erken tedavi edilen bebeklerin ve çocukların düzenli olarak izlenmesi de tedavinin başarısı için büyük önem taşıyor.

Doğum Öncesi Ameliyat

Günümüzde, ayrık omurgalı bebekler anne karnındayken ameliyat edilebiliyor. Hamileliğin 26. haftasında yapılan bu ameliyatta, rahme girilerek bebeğin omuriliği üzerindeki açıklık kapatılıyor.

Ancak, anne ve bebek için riskli olabilecek bu tür ameliyatlar henüz yaygın olarak uygulanmıyor.

Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon

Fizik tedavi, spina bifidalı hastaların mümkün olduğunca bağımsız hareket edebilmesi için oldukça önemli bir destektir. Fizyoterapinin temel amacı, hareket etmeyi kolaylaştırmak, şekil bozukluklarını önlemek ve bacak kaslarını güçlendirmektir. Bacak kaslarının kuvvetini korumak için günlük egzersizler ve bacakları destekleyen özel ateller kullanılması gerekebilir. Fizyoterapi tedavisi hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümümüze başvurabilir ve detaylı bilgi ile randevu alabilirsiniz.

Spina Bifida İstatistikleri

  • Dünya genelinde her 1000 canlı doğumdan yaklaşık 1-5’inde Spina Bifida görülür.
  • Folik asit takviyesi, bu anomalinin riskini %70’e kadar azaltabilir.
  • Spina Bifida’lı bireylerin %90’ından fazlası yetişkinliğe ulaşır.
  • Occulta Spina Bifida, nüfusun yaklaşık %10-20’sinde görülür ancak çoğu zaman belirti vermez.

Türkiye’de Durum

Türkiye’de hamile kadınların beslenme durumlarının yetersiz olduğunu gösteren çeşitli çalışmalar bulunuyor. Özellikle folik asidin (B grubu bir vitamin) eksikliği, ayrık omurga hastalığı riskini artırdığı kabul edilen bir durumdur ve yapılan çalışmalarda gebelerin %60’ında bu vitaminin eksik olduğu görülmüştür. Ayrıca, diğer önemli vitaminlerde de ciddi eksiklikler tespit edilmiştir.

Ne yazık ki, Türkiye’de spina bifidalı bebeklerin büyük çoğunluğu doğumdan önce teşhis edilmeden doğuyor. Burada ailenin sorumluluğu büyük; eğer aile, doğum öncesi ve hamilelik döneminde hekim ya da Ana-Çocuk Sağlığı Merkezleri’ne başvurmadıysa, sorumluluk onlara aittir. Ancak, düzenli hekim kontrolü geçiren ve bebeğinin sağlıklı olacağı söylenen birçok aile, yine de ayrık omurga hastalığı ile doğan bebekler yaşayabiliyor. Bu durumda, 16.-18. haftalarda yapılması gereken testlerin yaptırılmamış olması durumunda sorumluluk hekime ait olabilir. Fakat, toplumdaki bilgi eksikliği ailelerin haklarını aramasını zorlaştırıyor.

Evde ve kontrolsüz doğumlarda, spina bifidalı bebeklerin yaşamayacağını düşünerek beslenmeyen ve maalesef açlıktan ölen ya da sorunları daha da artan aileler hala mevcut. Bu durum kayıtlara geçmediği için sayısını belirlemek zor. Hastanede ayrık omurga hastalığı ile doğan bebeklerin bir kısmı da bazen hekim önerisiyle benzer şekilde son bulabiliyor. Ancak bu sayı her geçen gün azalıyor. Spina bifida konusunda ailelere bilgi veren ve gerekli tedaviyi sağlamak için yönlendiren hekim ve ebelerin sayısı artmakta. Bu hastalar, uygun şartlarda hizmet veren Beyin Cerrahisi Klinikleri’nde ilk ameliyatlarını olabilmektedir.

Kaynakça:

Spina Bifida

İçindekiler

Randevu Alın!

Size özel fırsatlardan yararlanmak için hemen iletişime geçin

contact

Hemen Randevu Alın!

Sıkça Sorulan Sorular

Bize bir soru sorun. Tıbbi danışmanımız daha fazla bilgi için en kısa sürede size ulaşacaktır.

Spina bifida’nın iyileşme durumu, durumun şiddetine ve tedaviye ne kadar erken başlandığına bağlı olarak değişiyor. Spina bifida doğuştan gelen bir durum olduğu için tamamen iyileşmesi pek mümkün değil, ama tedavi ve yönetimle yaşam kalitesi önemli ölçüde iyileştirilebilir. Cerrahi müdahaleler, fizik tedavi ve destekleyici tedavilerle belirtiler kontrol altına alınabilir ve bazı işlevsel iyileşmeler sağlanabilir. Bu yüzden, erken teşhis ve düzenli tıbbi takip oldukça önemli. Uzman doktorlarınız en iyi tedavi planını oluşturmanızda size rehberlik edecektir.

Spina bifida hastalarının çocuk sahibi olabilmesi mümkündür. Ancak, bu durumun bazı özel durumları ve olası riskleri olabilir. Öncelikle, hastalığın türü ve şiddeti çocuğun doğma olasılığını etkileyebilir. Ayrıca, genetik faktörler ve sağlık durumu göz önünde bulundurularak, bir uzmandan danışmanlık almak faydalı olacaktır.

Eğer siz veya partneriniz Spina bifida ile yaşıyorsanız, bir genetik danışman veya bir uzman doktor ile konuşmanız en doğrusu olacaktır. Onlar, hem sizin hem de potansiyel çocuğunuzun sağlık durumunu değerlendirerek, en iyi yol haritasını çizmenize yardımcı olabilir.

Spina bifida’nın zeka geriliğine neden olup olmayacağı, durumu etkileyen birçok faktöre bağlı. Spina bifida’nın kendisi doğrudan zeka geriliğine yol açmaz, ancak bazı durumlarda, özellikle de beyin ve omurilikteki etkilenen bölgeler geniş çaplı ve ciddi ise, öğrenme güçlükleri ve gelişimsel zorluklar yaşanabilir. Bununla birlikte, birçok kişi bu durumu iyi bir tedavi ve destekle yönetebilir ve normal bir zeka seviyesine sahip olabilir.

Her birey farklıdır, bu yüzden bireysel bir değerlendirme yapmak önemlidir. Doktorlar ve terapistler, her bireyin ihtiyaçlarına göre özel bir destek ve tedavi planı oluşturabilir. Eğer böyle bir durum varsa, profesyonel destek almak ve doğru bir tedavi planı oluşturmak en iyisidir.

Spina bifida riskini azaltmak için bazı önlemler alabilirsiniz. Öncelikle, gebelik planlaması yaparken folik asit takviyeleri kullanmak önemli. Folik asidin, hamilelik öncesi ve hamilelik döneminde düzenli olarak alınması, bu tür nöral tüp defektlerinin riskini azaltabilir. Ayrıca, dengeli bir beslenme ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarına dikkat etmek de faydalıdır.

Hamile kalmadan önce doktorunuza danışarak, folik asit ve diğer vitaminler hakkında bilgi alabilirsiniz. Ayrıca, sağlık kontrolü ve genetik danışmanlık da bu konuda rehberlik sağlayabilir.

Sağlık uzmanınız, kişisel risk faktörlerinize ve sağlık durumunuza göre en iyi tavsiyeleri verebilir. Bu adımları atmak, hem sizin hem de gelecekteki bebeğinizin sağlığı için önemli olabilir.

iletisim

Randevu Talep Formu

Bize bir soru sorun. Tıbbi danışmanımız daha fazla bilgi için en kısa sürede size ulaşacaktır.

Bu formu bitirebilmek için tarayıcınızda JavaScript'i etkinleştirin.
Onay kutusu

iletisim-cagri
BUGÜN HAYATINIZI DEĞİŞTİRİN

bir uzmanla konuşun

Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için bazı çerezler kullanıyoruz. Detaylı bilgi için Çerez politikasını inceleyebilirsiniz.